deneme bonusu grandpashabet güncel adres giriş onwin grandpashabet grandpashabet marsbahis giriş marsbahis marsbahis giriş marsbahis giriş marsbahis giriş deneme bonusu 2023

Op. Dr. A. Nezih Yıldırım
Köşe Yazarı
Op. Dr. A. Nezih Yıldırım
 

Çökmekte Olan Sağlık Sistemine Altın Vuruş

Tıpta reperfüzyon hasarı denilen bir tablo vardır. Uzun süre kanlanması düşmüş ve bununla yaşamaya kendini adapte etmiş dokuların damarlarını açarak bir anda yüklü miktarda kanlanmasını sağlarsanız o dokularda hücresel yapı ağır hasar görür ve organ yetmezliği ve ölüme kadar giden bir durum oluşabilir. Uzun süredir ülkemizde hekimlerin çalışma şartları, ücretleri, özlük hakları, şiddet ve hukuki güvenceleri konusunda ciddi sıkıntıları olduğu ve bu nedenle huzursuz ve mutsuz oldukları bilinmekte, bununla birlikte sağlık sistemini yönetenlerle sorunlar yaşadıkları ve bazı eylemlerle tepkilerini gösterip seslerini duyurma çabasında oldukları da bir gerçektir. Bu süreçte sağlık gibi çok önemli bir alanda özellikle belli branşlarda kendini çok belli eden sıkıntılar ve vatandaşın son yıllarda alıştırıldığı kadar kolay sağlık hizmetlerine ulaşamamasının haliyle siyasi bir yansıması da olmakta. Bütün bu süreçte özellikle uzman hekimlerin eylemleri ile sıkıntılar artınca bu sıkıntıları dinleyip bir uzlaşı yolu bulmaktansa otoritesinin sarsılmaması konusunda kararlı yönetici erk kendince çözümler üretmeye çalışıyor. Son bulunan çözüm(!) ise ülkedeki uzmanlık eğitimi kadrolarını bir anda dört-beş kat arttırarak asistan bolluğu ile piyasaya hızlı bir şekilde uzman hekim sürmek; bu amaçla her yıl açılan kadroların kat be kat fazlası bu mart Tıpta uzmanlık sınavında açıldı ve eğitim araştırma hastanelerinin asistanlarla doldurulması planlandı. Öncelikle bu uygulamayı akıl eden kişi her kimse tıp eğitimi ile uzaktan yakından alakası olmamış, uzmanlık eğitim süreci hakkında hemen hiçbir bilgisi olmayan biri olduğunu düşünüyorum. Ucundan köşesinden tıp eğitimi alıp ihtisas sürecini yaşayıp şahit olmuş hiç kimse bu şekilde bir yığılma ile istenilen kalitede bir ürün üretilmeyeceğini, elde edilen sonuçların orta uzun vadede sağlık sisteminde oluşturacağı hasarın tamirinin mümkün olmayacağını bilir. Öncelikle uzmanlık eğitiminde branşlar bazında bir tercih dengesi yok, bu kadar fazla kadro açarak çalışma şartları nedeniyle az tercih edilen ağır cerrahi branşlar, Çocuk Hastalıkları gibi alanlarda istenilen rakamlara ulaşma hesabı tutmayacaktır. Saydığım alanlar zaten kadroları az olduğunda da adaylar tarafından tercih edilmemektedir, çoğu kadrosu boş kalmaktadır. Bu kadar fazla kontenjan açarak belki buraya girmeyi düşünecek uzman hekim adaylarına daha rahat ve cazip alanlarda da şansları olabileceği fikrini verebilirsiniz yani bu adaylar bu zihniyetin devam edeceğini düşünerek biraz önce belirttiğim Temel Bilimler, Dermatoloji, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Kulak Burun Boğaz, Göz Hastalıkları gibi yüksek puanla asistan alan branşlara yığılacaklardır. Varsayalım bu kadrolara bol miktarda asistan yerleşti, sonrasında başka bir problem ile yüzleşilecek, eğitim kalitesi... Klinik ve özellikle cerrahi branş ihtisas süreci diğer eğitim süreçlerinden farklı olarak birebir çalışma ve usta çırak ilişkisi ile, üstüne koyarak yaşanılan zahmetli ve uzun bir zaman gerektirir. Eğitimci ile eğitilen arasında sürekli bir birliktelik ve çalışma ortamında sorumluluğu sindirerek alma, bu eğitim yapısının olmazsa olmazıdır. Burada misal üç asistanlık bir alan ve eğitim bölgesine bir anda onbeş asistanı yığarsanız hiçbiri bu eğitimi sindiremez ve yeterli bilgi ve görgü olmadan sadece uzmanlık yetkisiyle donatılmış ama bu sorumluluğu taşıyacak yetileri olmayan uzman hekimleri piyasaya sürmüş olursunuz. Yani elinizde üç eğitmen varsa bu üç-dört asistanlık bir eğitim sürecine uygundur, kat kat fazlasına değil.   Bir diğer sorun ise eğitmen kalitesi; son yıllarda kamudaki şartların kötüleşmesi ile özellere hızlı bir geçiş yaşandı ve bu en çok da ülkedeki köklü tıp fakültelerinde gözlendi. Bir çok nitelikli ameliyatları ve hasta takiplerini yapacak hekimler eğitim hastanelerini terk ederken, bir şekilde oralarda kalanlar ise yeterli bilgi ve beceriye ulaştıktan sonra iyi bir gelir seviyesine ulaşabilecekleri özel sağlık kurumlarına atlama hesabı yapıyor. İşin anlaşılır şekliyle ifadesi ise şu anda eğitim kurumu olarak değerlendirilecek Tıp Fakülteleri ve Eğitim araştırma hastanelerinde eğitmen olarak görünenlerin çoğu kendileri zaten öğrenci pozisyonunda. Böyle bir şartta nasıl bir uzman hekim yetiştirme şartları oluşur, takdiri sizlere bırakıyorum. Devlet yönetiminde ekonomi, eğitim, sağlık gibi bütün alanlar uzun vadeli plan, proje ve belli bir sistem üzerinde sebat gerektiren, sabır ile meyvesini veren alanlardır. Burada eğer bir sorun varsa onun kaynağına inerek muhattaplarının sıkıntılarına kulak vermek sorunun çözümü için çok daha sağlıklı ve mantıklı bir uygulama olacaktır. Sağlık eğitimi de böyle uzun vadeli bir planlama ile uygulanması gereken, toplumun geleceğine direkt etki eden bir alandır. Buralarda duygusal tepkiler ve anlık reaksiyonlarla yapılacak uygulama ve impulsif davranışlar uzun vadede beklenenden çok daha farklı, beklenmedik derecede olumsuz sonuçlar elde edilmesine neden olabilir. Bir anda ben de bütün kanalları açarım diyerek çözmeye çalıştığınız sorunu çok daha karmaşık hale getirebilirsiniz. Uzman hekim bostan gibi ver suyunu, gübresini, ilacını, zamanı gelince hasat edersin diyerek elde edilebilecek bir ürün değildir.
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2022 - Pazar

Çökmekte Olan Sağlık Sistemine Altın Vuruş

Tıpta reperfüzyon hasarı denilen bir tablo vardır. Uzun süre kanlanması düşmüş ve bununla yaşamaya kendini adapte etmiş dokuların damarlarını açarak bir anda yüklü miktarda kanlanmasını sağlarsanız o dokularda hücresel yapı ağır hasar görür ve organ yetmezliği ve ölüme kadar giden bir durum oluşabilir.

Uzun süredir ülkemizde hekimlerin çalışma şartları, ücretleri, özlük hakları, şiddet ve hukuki güvenceleri konusunda ciddi sıkıntıları olduğu ve bu nedenle huzursuz ve mutsuz oldukları bilinmekte, bununla birlikte sağlık sistemini yönetenlerle sorunlar yaşadıkları ve bazı eylemlerle tepkilerini gösterip seslerini duyurma çabasında oldukları da bir gerçektir. Bu süreçte sağlık gibi çok önemli bir alanda özellikle belli branşlarda kendini çok belli eden sıkıntılar ve vatandaşın son yıllarda alıştırıldığı kadar kolay sağlık hizmetlerine ulaşamamasının haliyle siyasi bir yansıması da olmakta.

Bütün bu süreçte özellikle uzman hekimlerin eylemleri ile sıkıntılar artınca bu sıkıntıları dinleyip bir uzlaşı yolu bulmaktansa otoritesinin sarsılmaması konusunda kararlı yönetici erk kendince çözümler üretmeye çalışıyor. Son bulunan çözüm(!) ise ülkedeki uzmanlık eğitimi kadrolarını bir anda dört-beş kat arttırarak asistan bolluğu ile piyasaya hızlı bir şekilde uzman hekim sürmek; bu amaçla her yıl açılan kadroların kat be kat fazlası bu mart Tıpta uzmanlık sınavında açıldı ve eğitim araştırma hastanelerinin asistanlarla doldurulması planlandı.

Öncelikle bu uygulamayı akıl eden kişi her kimse tıp eğitimi ile uzaktan yakından alakası olmamış, uzmanlık eğitim süreci hakkında hemen hiçbir bilgisi olmayan biri olduğunu düşünüyorum. Ucundan köşesinden tıp eğitimi alıp ihtisas sürecini yaşayıp şahit olmuş hiç kimse bu şekilde bir yığılma ile istenilen kalitede bir ürün üretilmeyeceğini, elde edilen sonuçların orta uzun vadede sağlık sisteminde oluşturacağı hasarın tamirinin mümkün olmayacağını bilir.

Öncelikle uzmanlık eğitiminde branşlar bazında bir tercih dengesi yok, bu kadar fazla kadro açarak çalışma şartları nedeniyle az tercih edilen ağır cerrahi branşlar, Çocuk Hastalıkları gibi alanlarda istenilen rakamlara ulaşma hesabı tutmayacaktır. Saydığım alanlar zaten kadroları az olduğunda da adaylar tarafından tercih edilmemektedir, çoğu kadrosu boş kalmaktadır. Bu kadar fazla kontenjan açarak belki buraya girmeyi düşünecek uzman hekim adaylarına daha rahat ve cazip alanlarda da şansları olabileceği fikrini verebilirsiniz yani bu adaylar bu zihniyetin devam edeceğini düşünerek biraz önce belirttiğim Temel Bilimler, Dermatoloji, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Kulak Burun Boğaz, Göz Hastalıkları gibi yüksek puanla asistan alan branşlara yığılacaklardır.

Varsayalım bu kadrolara bol miktarda asistan yerleşti, sonrasında başka bir problem ile yüzleşilecek, eğitim kalitesi... Klinik ve özellikle cerrahi branş ihtisas süreci diğer eğitim süreçlerinden farklı olarak birebir çalışma ve usta çırak ilişkisi ile, üstüne koyarak yaşanılan zahmetli ve uzun bir zaman gerektirir. Eğitimci ile eğitilen arasında sürekli bir birliktelik ve çalışma ortamında sorumluluğu sindirerek alma, bu eğitim yapısının olmazsa olmazıdır. Burada misal üç asistanlık bir alan ve eğitim bölgesine bir anda onbeş asistanı yığarsanız hiçbiri bu eğitimi sindiremez ve yeterli bilgi ve görgü olmadan sadece uzmanlık yetkisiyle donatılmış ama bu sorumluluğu taşıyacak yetileri olmayan uzman hekimleri piyasaya sürmüş olursunuz. Yani elinizde üç eğitmen varsa bu üç-dört asistanlık bir eğitim sürecine uygundur, kat kat fazlasına değil.

 

Bir diğer sorun ise eğitmen kalitesi; son yıllarda kamudaki şartların kötüleşmesi ile özellere hızlı bir geçiş yaşandı ve bu en çok da ülkedeki köklü tıp fakültelerinde gözlendi. Bir çok nitelikli ameliyatları ve hasta takiplerini yapacak hekimler eğitim hastanelerini terk ederken, bir şekilde oralarda kalanlar ise yeterli bilgi ve beceriye ulaştıktan sonra iyi bir gelir seviyesine ulaşabilecekleri özel sağlık kurumlarına atlama hesabı yapıyor. İşin anlaşılır şekliyle ifadesi ise şu anda eğitim kurumu olarak değerlendirilecek Tıp Fakülteleri ve Eğitim araştırma hastanelerinde eğitmen olarak görünenlerin çoğu kendileri zaten öğrenci pozisyonunda. Böyle bir şartta nasıl bir uzman hekim yetiştirme şartları oluşur, takdiri sizlere bırakıyorum.

Devlet yönetiminde ekonomi, eğitim, sağlık gibi bütün alanlar uzun vadeli plan, proje ve belli bir sistem üzerinde sebat gerektiren, sabır ile meyvesini veren alanlardır. Burada eğer bir sorun varsa onun kaynağına inerek muhattaplarının sıkıntılarına kulak vermek sorunun çözümü için çok daha sağlıklı ve mantıklı bir uygulama olacaktır. Sağlık eğitimi de böyle uzun vadeli bir planlama ile uygulanması gereken, toplumun geleceğine direkt etki eden bir alandır. Buralarda duygusal tepkiler ve anlık reaksiyonlarla yapılacak uygulama ve impulsif davranışlar uzun vadede beklenenden çok daha farklı, beklenmedik derecede olumsuz sonuçlar elde edilmesine neden olabilir. Bir anda ben de bütün kanalları açarım diyerek çözmeye çalıştığınız sorunu çok daha karmaşık hale getirebilirsiniz. Uzman hekim bostan gibi ver suyunu, gübresini, ilacını, zamanı gelince hasat edersin diyerek elde edilebilecek bir ürün değildir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozcutv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.