deneme bonusu grandpashabet güncel adres giriş onwin grandpashabet grandpashabet marsbahis giriş marsbahis marsbahis giriş marsbahis giriş marsbahis giriş deneme bonusu 2023

Alptekin AYDOĞAN
Köşe Yazarı
Alptekin AYDOĞAN
 

Mesele Alevilik Değil

Öncelikle, bir Türk olarak, dini, dili, ırkı ya da mezhebi ne olursa olsun her insanın yaşam hakkına, din, dil ve vicdan özgürlüğüne saygım var. Masum insanların inançları, kökenleri ya da farklılıkları nedeniyle katledilmeleri asla kabul edilemez. “Bir Türk olarak” diye başladım çünkü, sadece 2025 yılında değil, binlerce yıldır atalarımız böyle bir hataya düşmemiştir. Ne kültürümüz, ne töremiz, ne de vicdanımız böyle bir insanlık suçuna izin verir. Aksine, tarih boyunca ezilmiş, zulüm görmüş topluluklara kucak açmış, hatta İsrailoğulları gibi toplulukları bile himaye etmiş bir milletin evlatlarıyız biz.   Ancak bu görüşte olmamız, gerçekleri konuşmayacağımız ya da yapılan algı oyunlarına dikkat çekmeyeceğimiz anlamına gelmez. Suriye’de bir haftadır devam eden sivil katliamların nasıl başladığı, nasıl sunulduğu ve nihai hedefinin ne olduğunu görmemek, ancak ahmaklık olur.   Lazkiye’deki Katliam ve Manipülasyon   Suriye yönetimini ele geçiren Selefi cihatçıların Lazkiye’de başlattığı sivil katliam, manidar bir şekilde “Alevi katliamı” olarak sunulmaya başlandı. Suriye merkezi yönetiminin bu operasyona sessiz kalması da oldukça düşündürücü. Lazkiye kırsalında, Esad rejimiyle bağlantılı direnişçi bir grubun isyan çıkarmasıyla başlayan ve meşrulaştırılmaya çalışılan operasyon, iki gün içinde sivil katliama dönüştü.   Bu senaryo size tanıdık geldi mi? Hepimiz evlerimizde otururken, bir gün televizyonlardan alt yazılar geçmeye başladı: “Hamas İsrail’e saldırdı. Paraşütlerle bir müzik festivaline inen militanlar, sivilleri katletti, kaçırdı, esir aldı.” Bu saldırı, İsrail’in Gazze’ye yönelik şiddetli operasyonlarının bahanesi oldu. Binlerce insan öldü, yüz binlercesi evsiz kaldı ve insanlık tarihinin en utanç verici olayları yaşandı.   Tıpkı Hamas’ın yaptığı gibi, kimliği belirsiz bir grup Lazkiye kırsalında çatışma başlattı ve Selefi cihatçılara katliam kapısını araladı.   Tehlikeli Alevi Vurgusu   Bu katliam, tüm dünyada özellikle “Alevi katliamı” olarak sunuluyor. Aleviliğin altı kırmızı çizgilerle çiziliyor. Esad rejimi, bölgedeki son diktatörlük ve Baas rejiminin son kalesi olarak görülüyordu. Ancak bu savaşı organize eden Batı’nın elinde, çatışmaları devam ettirecek bir düşman lider ya da rejim modeli kalmadı. Geriye, çatışmalardan yorulmuş, travmatize olmuş bir halk ve sapkın teröristlerden başka bir şey kalmadı. İnsanları yeniden çatışmaya motive edecek, silahlandırıp sürdürülebilir bir çatışma ortamı yaratacak yeni bir argümana ihtiyaç var. Eski ama her zaman işe yarayan bir yöntem: etnik ve mezhep çatışması. Anlaşılan o ki, savaş Suriye’de ve Ortadoğu’da uzun süre daha devam edecek.   Alevi Kardeşlerime Sesleniyorum   Sözümün bundan sonrası Türkiye’de yaşayan Alevi kardeşlerime. %90’ı hayatında bir cem evi görmemiş, Aleviliği sadece kulaktan dolma bilgilerle tanıyan, sadece ailesinin kökeni nedeniyle kendini Alevi olarak tanımlayan kardeşlerim:   Suriye’de bir katliam yaşanıyor. Evet, masum siviller öldürülüyor. Buna hep birlikte tepki göstermeliyiz. Ancak bu tepki, sadece insanlar katledildiği için olmalı. Hangi dine, mezhebe ya da etnik kökene bağlı olduklarına bakmaksızın, sadece insan oldukları için. Sadece “Alevi katliamı” diye tepki vermek, bu savaşın oyun kurucularının ekmeğine yağ sürmek olur. Onların mezhep savaşını tüm coğrafyaya yayma planına destek vermiş oluruz.   Mesele İnanç Değil   Selefi cihatçıların Lazkiye’de sivil katliamı yapması, sadece dini bir intikamla açıklanamaz. Çoğu Çeçen, Özbek, Uygur gibi dünyanın dört bir yanından gelmiş kriminal tiplerden oluşan bu çapulcu ordusunun, inançları nedeniyle böyle bir katliama giriştiğine inanmak oldukça güç. Eğer dini intikam dürtüleriyle hareket etselerdi, Kuzey Suriye’de PYD ve YPG’nin camileri yıkıp, imamları öldürüp, Kur’an-ı Kerim’i yakmalarının intikamını alırlardı. Evet, yanlış duymadınız. PKK, PYD ve YPG dinsizdir. Suriye’nin kuzeyinde çok sayıda imamı işkenceyle öldürdüler, camileri yaktılar, Kur’an-ı Kerim’i ayaklar altına aldılar. Hatta bir militan, Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği önünde kameralar karşısında Kur’an-ı Kerim’i yaktı.   Peki, Selefi cihatçıların bunun hesabını sorduğunu gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü IŞİD, HTŞ, PKK, PYD, YPG… Bunların hepsi İsrail ve ABD’nin gayrimeşru çocuklarıdır. Daha açık söyleyeyim: Bunların hepsi İsrail’in piçleridir.   Gazze Modeli   Lazkiye’de yaşanan insanlık dramı, ne dini ne de etnik temelli bir amaç güdüyor. Bu, çok daha büyük bir planın parçası olarak tasarlanmış bir demo çalışması. Bu nedenle, bu insanlık suçuna tepki verirken, etnik ya da mezhepsel farklılıkları öne çıkarmak yerine, bunu genel bir insanlık suçu olarak görmek hem bizim, hem bölgenin, hem de dünyanın geleceği açısından hayati önem taşıyor.   İsrail ya da ABD için bölgede yaşayan bir sivilin hangi mezhepten olduğunun bir önemi var mı? Ölen Alevi ya da Sünni, sizce umurlarında mı?   Kim bilir, belki bir süre sonra Trump’tan şöyle bir açıklama duyarız: “Lazkiyelileri İran’a taşıyacağız ve orayı yeniden inşa edeceğiz. Akdeniz sahilinde gökdelenler yükselecek.”   Olmaz mı? Gazze’de gördük…
Ekleme Tarihi: 09 Mart 2025 - Pazar

Mesele Alevilik Değil

Öncelikle, bir Türk olarak, dini, dili, ırkı ya da mezhebi ne olursa olsun her insanın yaşam hakkına, din, dil ve vicdan özgürlüğüne saygım var. Masum insanların inançları, kökenleri ya da farklılıkları nedeniyle katledilmeleri asla kabul edilemez. “Bir Türk olarak” diye başladım çünkü, sadece 2025 yılında değil, binlerce yıldır atalarımız böyle bir hataya düşmemiştir. Ne kültürümüz, ne töremiz, ne de vicdanımız böyle bir insanlık suçuna izin verir. Aksine, tarih boyunca ezilmiş, zulüm görmüş topluluklara kucak açmış, hatta İsrailoğulları gibi toplulukları bile himaye etmiş bir milletin evlatlarıyız biz.

 

Ancak bu görüşte olmamız, gerçekleri konuşmayacağımız ya da yapılan algı oyunlarına dikkat çekmeyeceğimiz anlamına gelmez. Suriye’de bir haftadır devam eden sivil katliamların nasıl başladığı, nasıl sunulduğu ve nihai hedefinin ne olduğunu görmemek, ancak ahmaklık olur.

 

Lazkiye’deki Katliam ve Manipülasyon

 

Suriye yönetimini ele geçiren Selefi cihatçıların Lazkiye’de başlattığı sivil katliam, manidar bir şekilde “Alevi katliamı” olarak sunulmaya başlandı. Suriye merkezi yönetiminin bu operasyona sessiz kalması da oldukça düşündürücü. Lazkiye kırsalında, Esad rejimiyle bağlantılı direnişçi bir grubun isyan çıkarmasıyla başlayan ve meşrulaştırılmaya çalışılan operasyon, iki gün içinde sivil katliama dönüştü.

 

Bu senaryo size tanıdık geldi mi? Hepimiz evlerimizde otururken, bir gün televizyonlardan alt yazılar geçmeye başladı: “Hamas İsrail’e saldırdı. Paraşütlerle bir müzik festivaline inen militanlar, sivilleri katletti, kaçırdı, esir aldı.” Bu saldırı, İsrail’in Gazze’ye yönelik şiddetli operasyonlarının bahanesi oldu. Binlerce insan öldü, yüz binlercesi evsiz kaldı ve insanlık tarihinin en utanç verici olayları yaşandı.

 

Tıpkı Hamas’ın yaptığı gibi, kimliği belirsiz bir grup Lazkiye kırsalında çatışma başlattı ve Selefi cihatçılara katliam kapısını araladı.

 

Tehlikeli Alevi Vurgusu

 

Bu katliam, tüm dünyada özellikle “Alevi katliamı” olarak sunuluyor. Aleviliğin altı kırmızı çizgilerle çiziliyor. Esad rejimi, bölgedeki son diktatörlük ve Baas rejiminin son kalesi olarak görülüyordu. Ancak bu savaşı organize eden Batı’nın elinde, çatışmaları devam ettirecek bir düşman lider ya da rejim modeli kalmadı. Geriye, çatışmalardan yorulmuş, travmatize olmuş bir halk ve sapkın teröristlerden başka bir şey kalmadı. İnsanları yeniden çatışmaya motive edecek, silahlandırıp sürdürülebilir bir çatışma ortamı yaratacak yeni bir argümana ihtiyaç var. Eski ama her zaman işe yarayan bir yöntem: etnik ve mezhep çatışması. Anlaşılan o ki, savaş Suriye’de ve Ortadoğu’da uzun süre daha devam edecek.

 

Alevi Kardeşlerime Sesleniyorum

 

Sözümün bundan sonrası Türkiye’de yaşayan Alevi kardeşlerime. %90’ı hayatında bir cem evi görmemiş, Aleviliği sadece kulaktan dolma bilgilerle tanıyan, sadece ailesinin kökeni nedeniyle kendini Alevi olarak tanımlayan kardeşlerim:

 

Suriye’de bir katliam yaşanıyor. Evet, masum siviller öldürülüyor. Buna hep birlikte tepki göstermeliyiz. Ancak bu tepki, sadece insanlar katledildiği için olmalı. Hangi dine, mezhebe ya da etnik kökene bağlı olduklarına bakmaksızın, sadece insan oldukları için. Sadece “Alevi katliamı” diye tepki vermek, bu savaşın oyun kurucularının ekmeğine yağ sürmek olur. Onların mezhep savaşını tüm coğrafyaya yayma planına destek vermiş oluruz.

 

Mesele İnanç Değil

 

Selefi cihatçıların Lazkiye’de sivil katliamı yapması, sadece dini bir intikamla açıklanamaz. Çoğu Çeçen, Özbek, Uygur gibi dünyanın dört bir yanından gelmiş kriminal tiplerden oluşan bu çapulcu ordusunun, inançları nedeniyle böyle bir katliama giriştiğine inanmak oldukça güç. Eğer dini intikam dürtüleriyle hareket etselerdi, Kuzey Suriye’de PYD ve YPG’nin camileri yıkıp, imamları öldürüp, Kur’an-ı Kerim’i yakmalarının intikamını alırlardı. Evet, yanlış duymadınız. PKK, PYD ve YPG dinsizdir. Suriye’nin kuzeyinde çok sayıda imamı işkenceyle öldürdüler, camileri yaktılar, Kur’an-ı Kerim’i ayaklar altına aldılar. Hatta bir militan, Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği önünde kameralar karşısında Kur’an-ı Kerim’i yaktı.

 

Peki, Selefi cihatçıların bunun hesabını sorduğunu gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü IŞİD, HTŞ, PKK, PYD, YPG… Bunların hepsi İsrail ve ABD’nin gayrimeşru çocuklarıdır. Daha açık söyleyeyim: Bunların hepsi İsrail’in piçleridir.

 

Gazze Modeli

 

Lazkiye’de yaşanan insanlık dramı, ne dini ne de etnik temelli bir amaç güdüyor. Bu, çok daha büyük bir planın parçası olarak tasarlanmış bir demo çalışması. Bu nedenle, bu insanlık suçuna tepki verirken, etnik ya da mezhepsel farklılıkları öne çıkarmak yerine, bunu genel bir insanlık suçu olarak görmek hem bizim, hem bölgenin, hem de dünyanın geleceği açısından hayati önem taşıyor.

 

İsrail ya da ABD için bölgede yaşayan bir sivilin hangi mezhepten olduğunun bir önemi var mı? Ölen Alevi ya da Sünni, sizce umurlarında mı?

 

Kim bilir, belki bir süre sonra Trump’tan şöyle bir açıklama duyarız: “Lazkiyelileri İran’a taşıyacağız ve orayı yeniden inşa edeceğiz. Akdeniz sahilinde gökdelenler yükselecek.”

 

Olmaz mı? Gazze’de gördük…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozcutv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.