Asırlık Mesleklerin Sonu
Diyarbakır da 57 yıllık terzi Niyazi YEL ‘’ Ben terzilik mesleğine 8 yaşında başladım zamanlar her meslekte usta, kalfa, çırak ilişkisi üzerinde bir öğretme öğrenme sistemi vardı. Bizler daha küçük yaşlarda bir zanaat, sanat öğrenmek için işi bilen bir ustanın yanına işi öğrenmek için verilirdik. Bende 8 yaşında bir ustanın yanına terziliği öğrenmek için verildim.
İşin detaylarını meslekte öğrenirdik!
İyi kumaş nasıl seçilir, hangi kumaşla neler dikilir, dikiş dikme, ölçü alma, çizme, kesme bunları bana kalfa öğretti. Kalfanın yanında işin detaylarını öğrendikten sonra ustamız işi tam öğrendiğimizi görür bizleri kalfalığa yükseltirdi. Kalfa olduktan sonra bizlerde bir yandan öğrendiklerimizi çıraklara öğretir bilmediklerimizi ustamızdan öğrenirdik O zamanlarda şimdiki gibi tekstil fabrikaları, dikim araçları yoktu.
Gelirimiz de emeğimiz de çoktu!
Yel ‘’Bayramlarda hatırlıyorum 1980 yıllarında bir bayram olurdu 20 terzi çalışanı giysileri yetiştirmek için bir hafta öncesinden gece-gündüz çalışırdık, Gelirimizde çoktu, emeğimizde. Her gelen çırak işi tam öğrenmek için üstün çaba gösterirdik.’’
Zamanla tekstil fabrikaları kuruldu, işler azaldı, emeğin yerini hız aldı. Şimdi yanıma çırak geldiğinde alamıyorum işi öğretmek için çünkü günlük zaten 200-300 TL ancak kazanıyorum. Gelen çıraklarda zaten şimdi hızlı para kazanmak için uğraşıyorlar ve beklentiyi karşılayamıyoruz. Terzilik mesleğinin eski saygınlığı da kalmadı benimle yaşıt meslektaşlarımın azalmasıyla bizim mesleğimizin de yok olacağını düşünüyorum. ’dedi.