Domuz Eti Ve Gazze : Gıda Pazarında Dengeler Değişiyor

Gıda sektöründe domuz eti tartışmaları ve yabancı markalara yönelik artan protestolar, yerli ve helal ürünlere olan talebi artırmış durumda. Bu koşullar, Helal Fried Chicken’ın pazarda dikkat çekici bir boşluğu doldurmasını sağlıyor. Şirket, sunduğu helal sertifikalı ürünlerle, Müslüman tüketicilerin ihtiyaçlarına hitap ederek önemli bir avantaja sahip oldu.

Helal Fried Chicken’ın Türkiye pazarına girişi, hem yatırımcılar hem de tüketiciler için yeni fırsatlar sunacak gibi görünüyor. Sektördeki bu gelişmeler, Türkiye’nin gıda pazarında yaşanan değişimlerin ve dönüşümlerin bir yansıması olarak öne çıkıyor. Yatırımcıların bu yeni fırsatı değerlendirmesi, pazar dinamiklerini değiştirebilir.

Türkiye’de helal gıda talebinin artışıyla birlikte, Helal Fried Chicken’ın büyüme potansiyeli dikkat çekiyor. Bu süreç, gıda sektöründe sadece bir markanın değil, aynı zamanda yerli üretim ve
helal gıda standartlarının da önemini yeniden gözler önüne seriyor.


AVRUPA’DA, DOĞDU TÜRKİYE’DE BÜYÜYECEK

Helal Fried Chicken temelleri 10 yıl önce Hollanda’da atılmış bir Türk Markası. Türk girişimcilerin Hollanda’da kurduğu marka bu gün Hollanda, Belçika ve Almanya da çok sayıda şubeye sahip.

Şirket 2025 yılında Türkiye’de çok sayıda şube açarak pazarda adını duyurmak istiyor.



 

TÜRKİYE DOĞU PAZARININ MERKEZİ OLACAK

Helal Fried Chicken markasının yönetici ortağı ve aynı zamnda uluslararası finans uzmanı olan Ahmet Biçer, Türkiye pazarında dengelerin değiştiğini ve helal gıdaya olan talebin arttığını
uzmanları ile yaptıkları çalışma neticesinde gördüklerini belirtiyor.  Gazze savaşı sonrası batılı fastfood markalarına karşı oluşan tepki ve protestolar pazarda yeni fırsatlar sunuyor. Helal gıdaya olan talep gittikçe artıyor. Ayrıca Türkiye Müslüman ülkelerden oldukça fazla sayıda turist ağırlamaya başladı. Bu bizim markamız için büyük bir avantaj şeklinde konuştu. 
Türkiye’yi merkez üs olarak seçen marka yakın tarihte Ortadoğu ve asya ülkelerine buradan açılacak. Binlerce insana istihdam alanı açacak olan markanın tüm tedariklerini de Türkiye’den temin edecek olması Türkiye ekonomisine olumlu katkı sunacak.

HER BÜTÇEYE GÖRE YATIRIM ŞANSI VAR

Dört farklı frinchise modeli bulunduğunu belirten Biçer; Farklı büyüklükte bütçeler için farklı iş modelleri oluşturduklarını belirtti. Yatırımcılara kurulumdan kara geçiş süresine kadar her
alanda destek sağlayacak olan firma 2025 yılında  Türkiye’de 40 şubeye ulaşmayı hedefliyor.